Günlük yaşam içerisinde 'vazifen' kelimesini sevmiyorum. Hiçbir şey kimsenin vazifesi değil bu hayatta. Bu evlat için de geçerli, anne –baba için de geçerli bence.
Anne-baba olmak evladı için fedakarlığı son damlasına kadar kullanmak demek olmamalı. Çünkü bazı evlatlar bunu suistimal edip anne babayı maddi anlamda da ya da her anlamda sömürebiliyor benim gözlemlediğim.
Kimse kimsenin kölesi değil bu hayatta ve olmamalı da…Bir damla sevgiye muhtaç ve mahkûm bırakılmamalı. Herkes iyi bir anne olamadığı gibi, bazı evlatlar da iyi bir anneyi haketmiyor maalesef…O halde herkes ederi kadar ve değeri kadar sevgiyi hak etmeli bu hayatta. Ne eksik, ne fazla…
Kırgız Yazar Cengiz Aymatov, 'Kırmızı eşarp' kitabında geçen ve Atıf Yılmazın, 'Selvi boylum al yazmalım' adı ile sinemaya uyarlanan filminde sevgiyi sorgular.
Filmin sonunda 'Sevgi emektir' der .Bu son günlerde çevremde gözlemlediğim olaylarda anladım ki sevgi için emek vermek gerek.
Emek vermeden kazanılan sevgi nankör, bencil, anlamsız ve hatta acımasız ve hak edilmemiş oluyor.
Evlatlar ebeveynlerinin kıymetini onların sağlıklarında bilmeli. Evlat olarak vazifelerini maddi ve manevi yerine getirmeli. Evladından ve torunlarından sevgi göremeyen bir anne ya da baba, bir de evladına maddi anlamda muhtaç duruma gelmiş ya da getirilmiş ise her türlü illegal yolu deneyip çirkinleşebiliyor.
Sonuç olarak şunu söylemek isterim herkese; asla ve asla sağlığınızda malınızı ve mülkünüzü evladınızın üstüne yapmayın. Yoksa o çok sevdiğiniz evladınız sizi duçar duruma düşürüp, her anlamda parmağında oynatıp sizi her türlü illegal yollara ve hatta en yakınına her anlamda iftiraya varan çirkinliklere acımasızca itebilir…Yazıklar olsun böyle evlada…
Yorum Yazın