Öğretmenliğimin 14-15'ci yıllarındayım. Oğlum daha çok küçük anaokulunda..
Evde eşimle konuşurken zaman zaman gençlerle uğraşmanın güçlüğünden, öğretmenliğin zorluklarından, buna rağmen yeterli maaşı alamadığımızdan, dolayısı ile de aldığımız paranın çok düşük olduğundan bahsedip serzenişte bulunuyorum.
Okulun son günlerinde yaz tatili yaklaşırken bir gün oğlumu da okula götürdüm.. Müdürümüzün odasına sınav görevi için oğlumla beraber girdiğimizde, oğlum Ozan müdürümüze sinirli bir tavırla ve hışımla; "Sen niye anneme az para veriyorsun, annem çok çalışıyor yoruluyor, niye daha çok para vermiyorsun" demez mi? Oğlum demek ki evde eşimle konuştuklarımızı can kulağı ile dinlemiş, hafızasına kazımış.
Allahtan Müdür Bey ne olup bittiğini anladı ve gülümseyerek öğretmen maaşlarını kendisinin değil, devletin verdiğini oğluma izah ederek yatıştırdı. Odada bulunanlar, müdürümüz ve ben oğlumun şaşkın bakışları arasında kahkahaya boğulduk. Bu olay da bana bir anı olarak kaldı. O zaman anladım ki, çocukların yanında konuştuklarımıza dikkat etmemiz gerekiyor. Çünkü onlar, konuşmaları farklı algılayıp, kendi dünyalarına göre yorumlayabiliyorlar. Oğlum şimdi yaklaşık otuz yaşında. Ancak geçen bunca yılda öğretmen maaşlarında gerekli iyileştirme yapılmamış, memurlar arasında en az maaş alan hep öğretmenler olmuş. Umarım gelecek günlerde bu anlamda gerekli iyileştirmeler yapılır...
Sevgiyle kalın.
Yorum Yazın