Rönesans ressamlarından Leonardo da Vinci’nin dünyanın en ünlü tablosu kabul edilen 1503 yılında yaptığı Mona Lisa tablosunu Paris –Louvre müzesinde görme imkanım oldu.
Sanılanın aksine 70x50 boyutlarında küçük bir tablo. Mona Lisa tablosunu bu denli ünlü yapan özellikleri var tabi. En önemli özelliği resimde kimliği tam olarak bilinmeyen kadının gizemli gülümsemesi.
Mona Lisa tablosundaki kadının gülümsemesinin gizemi hüzün mü, yoksa sevinç mi içerdiğinin tam olarak belli olmaması ve gülümsemenin dudak kenarlarındaki kıvrımında hafifçe son bulması.
Louvre müzesine gittiğimde binlerce tablo içinde Mona Lisa tablosunun bulunduğu odayı bulmam oldukça zor olmuştu. Ve benim birebir orjinalini görmeyi çok istediğim ve daha görmeden bazı özelliklerini bildiğim bir tabloydu.
Diyebilirim ki, Paris’e gitme nedenim Eyfel kulesini ve daha da önemlisi Mona Lisa tablosunu görmekti. Louvre Müzesindeki tablonun bulunduğu odaya girdiğimde oda çok kalabalıktı. Tüm dünyadan gelen ziyaretçiler tablonun önünde toplanmış ellerindeki fotoğraf makineleri ya da cep telefonları başlarının üzerindeki hizada kaldırarak tablonun görüntüsünü almaya çalışıyorlardı.
Dolayısı ile tabloya çok yaklaşamadım. Zaten bir camekanın içinde muhafaza edilmişti. Uzaktan ben de fotoğraf makinemi kollarımın üzerinde kaldırarak, parmaklarımın ucunda yükselmeye çalışarak görüntü almayı zor da olsa başardım.
Fotoğrafın diğer bir özelliği Mona Lisa'nın bir yüzünün erkek diğer yüzünün kadın olduğu ve hatta bir rivayete göre Da Vinci’nin portrede kendisinin kadın görünümlü halini resmettiğidir.
Saymakla bitmeyen özellikleri olan portrenin bildiğim bir diğer özelliği de Mona Lisa’nın ellerinin birbiri üzerinde duruşudur. Sağ elinin baş parmağı ve işaret parmağı arasında bir çıkıntı vardır, sağ eli sol elini bilekten hafifçe kavramış şekilde durur.
Bana ilginç gelen ve hiç kimsenin şu ana kadar dile getirmediği bir özelliği benim dikkatimi çekti. Mona Lisa’nın saçları oldukça inceydi ve sanki bir ince bir başörtüsünü andırıyordu. Dünyanın en ünlü tablosunu yılda milyonlarca insan ziyaret edip görüyor, tablo ile ilgili bir çok ve yeni yeni özellik öne sürülüyor fakat, benim farkettiğim özelliği, yani saçlarının ince ve koyu renk bir başörtüsü (adeta yas başörtüsü) gibi olduğu özelliği hiç farkedilmemiş, ya da bana öyle gelmiş olmalı.
Dünyanın en ünlü tablosunu görmek beni büyülemişti. Portreye odanın arkasına geçip gözlerimi tablodan ayırmadan önce sağ tarafa, sonra da sol tarafa doğru yöneldim.
Söylenildiği gibi Mona Lisa’nın gözlerinin beni takip edip etmediğini test etmeye çalıştım, fakat bir sonuca varamadım.
Bir dahi olarak nitelendirilen ve hayatını da çocukluğundan itibaren okuduğum dönemin anatomisti, filozofu, astronomu, mimarı, mühendisi unvanlarını barındıran Leonardo da Vinci’nin dünyanın en ünlü ve gizemli tablosu olarak kabul edilen Mona Lisa tablosunu görmek için bile Fransa’ya gitmeye değer bence.
Sanata meraklıysanız, Paris’deki Louvre Müzesinde küçük bir odada sergilenen Mona Lisa tablosunu mutlaka görün derim.
Yorum Yazın