Gazze, 16. yüzyılda, Osmanlı İmparatorluğu'na dahil olduğunda bir köy durumundaydı.
Osmanlı hakimiyetinin ilk yarısı barış içinde geçti. Bölge, 1'nci Dünya Savaşı sırasında, İngiliz kuvvetlerine teslim oldu ve İngiliz Mandası altında Filistin'in bir parçası haline geldi.
1967 yılında İsrail tarafından Altı Gün Savaşı sonucu ele geçirildi; ancak 1993 yılında, şehir yönetimi Filistin Ulusal Yönetimi'ne geçti.
Hamas, 2007 yılında yapılan seçimleri kazanarak şehri El Fetih'den teslim aldı ve o tarihten beri İsrail tarafından abluka altında tutulmaktadır.
Gazze, Akdeniz kıyısında 40 kilometre uzunluğunda dar bir sahil şerididir. Adını en büyük şehri Gazze’den alan bu bölgede 2,3 milyon Filistinli barınmaktadır.
Gazze’de her iki yetişkinden biri işsiz ve yoksul. Yaş ortalaması da 19.6. Gazze ve Batı Şeria’da nüfusun yarısı 20 yaşın altında.
İngiliz Financial Times’ın yayınladığı demografik analizinde, Filistin, 3.1 milyon nüfuslu Batı Şeria ile 2.3 milyon insanın yaşadığı Gazze Şeridi’nden oluştuğu belirtiliyor.
Gazze’de giriş-çıkışları İsrailli yetkililer kontrol ediyor. Gazze’yi 2007’den bu yana Hamas yönetiyor. Nüfus hızlı artıyor. 1967'deki Altı Gün Savaşı ve 6 yıl sonraki Yom Kippur Savaşı sırasında Batı Şeria ve Gazze'de 1 milyon Filistinli vardı. 2000’de bu rakam 3 milyona yükseldi.
BM tahminlerine göre o tarihten bu yana üçte iki oranında artarak, geçen yıl 5.4 milyona yükseldi. Filistin, dünyada ortalama yaşın 20 yaşın altında olduğu birkaç yerden biri. Bu yıl için 19.6 olacağı tahmin ediliyor.
Gazze’de ciddi bir nüfus yoğunluğu var. Gazze Şeridi’nin tamamında, kilometrekare başına 5.751 kişi düşüyor. Ancak Gazze şehri ve Han Yunus' da yoğunluk kilometrekare başına 30 bin kişiyi aşıyor.
Filistin nüfusunun büyük bir kısmı, BM Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na resmi olarak kayıtlı mültecilerden oluşuyor.
Dünya genelinde yaklaşık 6 milyon kayıtlı Filistinli mültecinin yarısından fazlası (3.5 milyonu) komşu ülkeler olan Suriye, Ürdün ve Lübnan'da bulunuyor. Ancak Filistin topraklarındakilerin neredeyse üçte ikisi, yani 1.6 milyonu, Gazze'de yaşıyor.
Gazze'deki 8 mülteci kampı, dünyadaki en yüksek nüfus yoğunluğuna sahip kamplardan. Gazze nüfusunun yarıdan fazlası yoksulluk içinde yaşıyor.
Dinler ve dinlerin etkili olduğu yaşam şekilleri ile oluşan medeniyetlerin, insanlık dışı eylemlerinin sergilendiği bir savaş süreci daha başlatıldı.
Toprakları İsrail tarafından işgal edilen Filistin halkı yıllardır kendi vatanlarında ikinci sınıf insan olarak yaşamaktadırlar. Son gelişmeler üzerine Filistinlilere saldıran İsrail, Gazze’de hasta, yaralı, çocuk, yaşlı ve kadınların tedavi gördüğü hastaneyi vurdu, 500 masum insanın ölümüne sebep oldu.
Konu ne olursa olsun, kim, neden, ne maksatla ve hangi haklı gerekçeyle yaparsa yapsın ilk söyleyeceğim şey, 'insanlık dışı hiçbir hareketi tasvip etmediğimi' yüksek sesle ve her kesime buradan ifade ediyorum. Hele ki dünyadan habersiz, bebeklerin ve çocukların bu kirli savaşın kurbanları olmasını asla kabul etmiyor ve bu cinayetleri işleyenleri lanetliyorum.
Hamas’ın İsrail’e baskın şeklindeki saldırısının akabinde İsrail Devleti, asker-sivil-çocuk-kadın demeden sivil yerleşim alanlarını da hedef alarak 21.nci yüzyılın en acımasız ve vahşi saldırısını başlattı.
Başta ABD olmak üzere Batı Dünyası tüm ahlaki ve insani kuralları unutarak, savaş kurallarına ve uluslararası hukuka aykırı bu vahşete karşı çıkmak yerine desteklerini açıkladılar.
O da yetmedi ABD hemen en büyük uçak gemisini ve donanmasını İsrail’i desteklemek üzere bölgeye gönderdi. DEVAM EDECEK)
Süheyl ÇOBANOĞLU
RUBASAM Başkanı
Yorum Yazın