Çölde bir vahada oturup düşünen bir bilgenin yanına genç birisi saygıyla yaklaşarak,
"Beni öğrenciniz olarak kabul eder misiniz efendim" der.
Bilge, parmağıyla kumlarım üzerine bir düz çizgi çizer;
"Çizgiyi kısalt!" der.
Genç, heyecanla avuçlarıyla çizginin yarısını siler.
Bilge der ki;
"Git öğrende gel."
Aradan bir kaç zaman geçince genç tekrar gelir.
Bilge, yine bir çizgi çizer.
"Kısalt!" der.
Genç adam bu sefer de,
Çizginin yarısını dirsek ve avuçlarıyla kapatır.
Bilge bunu da kabul etmez.
Tekrar, "Git öğrende gel" der genç adama..
Aradan yine bir zaman geçtikten sonra genç adam bilgenin tekrar yanına gelir.
"Çok düşündüm ama bulamadım. Lütfen bana nasıl kısaltacağımi siz gosterir misiniz" der.
Bilge gülümseyerek genç adama bakar ve o çizginin yanına daha uzun bir çizgi çizer
"Bak evlat şimdi kısaldı" der.
* * *
Mücadele ve savaş kavga edilerek kazanılmaz.
Düşmanlarimiz veya bize karşı çıkanlarla mucadelemiz onlardan daha gelişmişini yaparak onları zayıf düşürmektir.
İşte bu noktada; onlar bizimle savaşmayı akıllarından bile geçiremezler.
Kişilerin üstünlüğü her zaman her yönde gelişmek ve ileriyi iyi görmekle olur.
Geçmişten ders alarak, ama herzaman ileri adımlar hem kişisel gelisimi hemde kişilerin oluşturduğu milletlerin gelişimini sağlar.
Bu da bizim düşmanlarimıza bizimle savaşılamayacağı duygusunu yaratır.
Yorum Yazın