medya takip
MTD
Ankara
DOLAR23.6526
EURO25.5468
ALTIN1495.0
Mirgül Eren GRİFFE

Mirgül Eren GRİFFE

Mail: [email protected]

Bu yazıyı okurken duygulanan veya ağlayanlar varsa, hala umut var demektir.

Rahmetli dedem, ki oda İstiklal Savaşının Sakallı lakapli Ege bölgesi savaşanlarindandı.

Bana asağıda bahsedeceğim hikayeyi ara sıra anlatarak, "bu vatanın sahibi milletimizdir, biz bu milletin emrindeyiz" derdi.

Hepsinin ruhu sad olsun.

Gelelim Hikayemize;
Gazi M. Kemal, çiftliğinde dolaşıp hava alırken oldukça yaşlı bir kadına rastlar ve atindan inerek  kadının yanına gelir
 - Merhaba nine. 

Kadın Ata'nın yüzüne bakarak hafif bir sesle;
 - Merhaba der ve kadina nerden gelip nereye gidecegini sorar.
 Kadın şöyle bir duralayıp;

- Neden sordun ki, dedi. Buraların sahabisi misin? Yoksa bekçisi mi? diye sorunca; Ataturk cevap verir.
- Ne sahibiyim ne de bekçisiyim nine. Bu topraklar Türk milletinin malıdır. Buranın bekçisi de Türk milletinin kendisidir. Şimdi nereden gelip nereye gittiğini söyleyecek misin? 
Yasli kadin cevap verir;
- Tabii söyleyeceğim, ben Sincan'ın köylerindenim bey, otun güç bittiği, atın geç yetişdiği, kavruk köylerinden birindenim. Bizim muhtar bana bilet aldı trene bindirdi, kodum Angara'ya geldim.
- Muhtar niçin Ankara'ya gönderdi seni?
- Gazi Paşamızı görmem için. Başını pek ağrıttım da... Benim iki oğlum da şehit düştü. Memleketi gâvurdan gurtaran kişiyi bir kez görmeden ölmeyim diye hep dua ettim durdum. Rüyalarıma girdi Gazi Paşa. Bende gün demeyip muhtara anlatinca, o da bana bilet aliverip saldi Angara'ya, giceleyin geldimdi. Yolu neyi de bilemediğimden işte ağşamdan belli böyle kendimi ordan oraya vurup duruyom bey.
- Senin Gazi Paşa'dan başka bir isteğin var mı? Kadının birden yüzü sertleşti.

- Tövbe de bey, tövbe de! Daha ne isteyebilirim ki.. O bizim vatanımızı gurtardı. Bizi düşmanın elinden gurtardı. Şehitlerimizin mezarlarını onlara çiğnetmedi daha ne isteyebilirim ondan? Onun sayesinde şimdi istediğimiz gibi yaşiyoz. Sunun bunun gâvurun köpeği olmaktan onun sayesinde kurtulmadık mı? Buralara bir defa yüzünü görmek, ona sağol paşam demek için düştüm yollara.Onu görmeden ölürsem gözlerim açık gidecek. Sen efendi bir adama benziyon, bana bir yardım ediver de Gazi Paşa'yı bulacağım yeri deyiver.

 Atatürk'ün gözleri dolu dolu olmuştu, çok duygulandığı her halinden belliydi. Yaninda bulunan  emir subayina donecek;
- Iste  bu bizim insanimizdir... Benim köylüm, benim vefalı Türk anamdır bu der. Emir subayi atindan inerek yasli kadina yaklasir ve yasli kadinin elini tutarak;
-Sen gokte aradigini yerde buldun Senin gormek istedigin Gazi Pasa karsinda duruyor der.

Köylü kadın bu sözleri duyunca şaşkına döndü. Elindeki değneği yere fırlatıp, Atatürk'ün ellerine sarılir. Hem Ataturk hemde yasli kadin  aglamaktadir.
Türk insanı biri kurtarıcı, biri kurtarılan, ana oğul gibi sarmaş dolaş aglarlar.Yaşlı kadın belki on defa öptü Ata'nın ellerini. Ata da onun ellerini öptü. 
Yasli Kadin heybesinden küçük bir paket çıkarttı. Daha doğrusu beze sarılmış bir köy peyniri. Bunu Atatürk'e uzattı;

- Tek ineğimin sütünden kendi ellerimle yaptım Gazi Paşa, bunu sana hediye getirdim. Seversen gene yapıp getiririm.
 Paşa hemen orada bezi açıp peyniri yedi. Çok beğendiğini söyledi. Sonra birlikte köşke kadar gittik. Oradakilere şu emri verdi;

 -'Bu anamızı alın burada iki gün konuk edin. Sonra köyüne götürün. Giderken de kendisine üç inek verin benim armağanım olsun.'
 

Bu yazıyı okurken duygulanan veya ağlayanlar varsa, hala umut var demektir.. 

Unutulmamalidir; Gazi Pasanin dedigi; Bu topraklarin sahibi millettir ve millet onun tabiri ile "Ne Mutlu Turkum diyenee" diyen irkciliktan uzak bu topraklarin insanlarindan olusur ve bu insanlar  vatan dediğimiz Turkiyenin tek sahibidir.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
turk sanayi