Kalıpçı, şekilci, egolu ve ezber zihniyetten çok çekti bu memleket..
*
1. Dünya savaşından henüz çıkmış, binbir yoklukla kurtuluş zaferi kazanmış bir ülke, tez zamanda çok işler başarmış bir lider ve bir millet.
Savaş sonrası, kurulan yeni bir devlet ile aydınlığa, ilerlemeye susamış millet özgürlük kazanımlarına ekonomik, iktisadi, toplumsal (devrimler), hukuki, eğitim, tarım, sanayi vb yeniliklerle bir ülkenin ilerlemesinin temel gösterge alanlarında kısa zamanda çok yol kat edilmişti.
*
Topluma görsel genel bir bakış bile fikri aydınlanmanın yanı sıra konuşmadan, giyime, tavır ve tarza kadar bu değişim ve gelişimin ne denli etkin aksettiği görülmekteydi.
*
Pırıl, pırıl giyimli gençlik, yaşlı erkek ve kadınlar zarafetin, davranışta nezaketin iç açıcı görselleri ile adabı muaşeret, toplumsal kuralların yazısız örneklerini hayata geçirmeyi başarmış, medeni hayata kültürel ödünler vermeden çağdaş hayata tarihini, atasını unutmadan istikbale aydınlık pencereden bakabilme becerisi, bilincine varmışlardı.
*
Öyle bir geçer zamanki..
Pırıl, pırıl üslublu, saygın, zerafetli şık ama sade hanımlardan, tabiri caizse yine pırıl, pırıl jilet gibi giyinen temiz pak saygın, şık beylerden, eskilerin tabiri ile yine usturuplu, saygılı genç ve çocuklardan bakalım nereye geldik?..
Denge..
Bohçacı giyimlilere, kavgacı, küfürbaz, açıklığı yapaylığı güzellik sananlara, içkiyi modernliğin göstergesi görüp toplum içine o iğreti nahoş kokuyla dalanlara, hippi salaş otobüste yaşlı, hamileyi görmezden gelen gençliğe.. ve baştan aşağı siyahlarla sağı solu günahkar görüp kapalılığı, açıklığı, inancın gereğini zihniyetten önce şekilde gören lakin yaşam tarzı tezatlara, bir karış sakal uzatınca kendini özel kul sananlara, neredeyse pijama benzeri eşofman, şortla uçağa binmeyi yolda yürümeyi halktan olmak görenlere vs.vs.. geldik, maalesef.
*
Nedir bu cinnet?
Toplumsal bir erezyon dalgası gün geçmiyor ki birilerini kaydırmasın.
Annesini, çocuğunu, babasını, karısını öldüren, zina, şiddet, uyuşturucunun, psikolojik sorunların artması, toplumsal asayişin, başta sevgi, saygı ve tahammül yoksunluğu ile zedelenmesi alarm verir bir hale dönüşmüştür.
*
Kafası bozulan hastahane, sağlık ocağı basıyor, doktor dövüyor.
Kafası bozulan okul basıyor.. ebeveynler eski ebeveyn değil, çocuklar eski çocuk değil. Eğitim evden başlar, çoğu aile maalesef özgüvenli olsun diye ipin ucunu kaçırdı. Özgüven içi boş benlik, cüretkar şımarıklık, hudutsuzluk, saygısızlık demek değildir, hakkını varsa saygı çerçevesinde bilmiş ukalalıkla değil, hadle savunmaktır. Eskiye nur yağıyor nur.. ne ara toplum bu hale geldi? nasıl?
*
Ataerkil siyaset..
Ve gelelim siyasete Chp'de kadın kolları kongreleri başladı.. tabi birçok partideki gibi (Chp'de olmamalı) yine erkek hegemonyası devrede. Kotaya uyulmaz, mikrofonu kapan kadın haklarından nutuk çekip fetva verir lakin kongre ve önseçimlerde izlenen tutumlar tam tersi, Ali Cengiz..
*
Hanimiş değişim?
Tek adaylı giden hiçbir kongrede demokrasi yoktur.. iki olursa var mı diyeceksiniz, yine yok, çünkü üst düzeyler başkan vb, örgütün erkek ehli kimi işaret ediyorsa beklentisi olan üyeler mahkum psikolojisiyle ona oy veriyor, sorsanız kimse karışmıyor. O halde neden hep aynı kişiler bir demet kaktüs gibi hiç değişmezler sorarız.
*
Kadın kolları örgütlerin en yükü ağır olan emekçileridir çekin ellerinizi kadın kongrelerinden, emekçi hiç bir kadının hakkı yenmemelidir, bazılarını kollayıp bazılarını yok saymak kimseye yakışmaz.. demokrasi kadının siyasi hakkından öte değildir. Sırtını kimseye dayamadan emeğiyle, liyakatıyla bir kadın kolları başkanı bile olunamıyor, bu durumdan mütevellit aday bile olunamıyorsa parti içi demokrasi temel itibariyle sağlıklı, objektif illaki sorgulanmalı. Başından beri desteklediğim değişim mutlaka kendini hissettirmeli, görülmeli, artık raptı zatlar bitmeli, demokrasi nüfus edilmeli.
Umutlara kıymayın efendiler!
*
Dürüst, iyi insan ama etrafı kötü bir de bu hikaye var.. dürüst bir insan görerek hangi yanlışın içinde olur ki?, iyi bir insan etrafında kötü barındırır mı ki?
Doğrusu tabiki hayır.. Evet çıkıyorsa çıkar ortaklığına dahil birlikteliklerden ne dürüstlük, ne iyilik çıkar zira orada çok ah vardır.
*
Şimdi ezilende pek kalmadı.. şöyle, bir şekilde o da başka birini eziyor, dolayısıyla ezilenlikden çıkmış oluyor.
Her bir büyük balık bir küçüğünü yiyor.
Bu ilkellikte, kuralsız oyunda ilkeli olanlara, kendini insan olarak koruyabilenlere ne mutlu.
*
Paran varsa cümle âlem kulun, paran yoksa tımarhane yolun..
Siz siz olun evvela aklınızı, sonra insanlığınızı ve pek tabiki bu ekonomik zorlukta cambaza baktırıp, eli cebinizde olanlardan elbetteki paranızı koruyunuz.
Haydi diyen gitti eyvallah.
Yorum Yazın