AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı: ”Anayasa yapmak milletin hakkıdır”
Hayati Yazıcı, AK Parti Genel Merkezi tarafından Türkiye çapında düzenlenen "Türkiye Buluşmaları" programı çerçevesinde Yalova’ya geldi. İlk olarak AK Parti İl Başkanlığı’na gelen Yazıcı, burada bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Yazıcı, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin dünya coğrafyasının çok önemli yerinde olduğuna dikkati çekti. Türkiye’nin 3 kıtanın merkezinde olduğunu kaydeden Yazıcı, "Asya, Avrupa, Afrika. Merkez olan bu coğrafi stratejik üstünlüğümüz bize büyük avantajlar sağlıyor ve dünyadaki ilişkilerde enerji kaynaklarını takip ediyor. Dolayısıyla bütün ihtilaflar, çekişmeler enerji kaynaklarına erişimde ve üretilen enerjinin iletimi noktalarında gelişiyor. Bunun üzerinde ihtilaflar veya dostluklar oluşuyor. Türkiye’de inşallah enerji temin etme çalışmalarımız denizde, karada devam ediyor" dedi.
"Bizim için yaşama hakkı, Londra’da neyse Bağdat’ta da odur"
Yazıcı, dünya devletleri ile ilişkilerde insanlığın değerlerine hep sadık kaldıklarını söyledi. Temel hak ve özgürlüklerin önemine vurgu yapan Yazıcı, şöyle konuştu:
"İnsan hakları önemlidir. İnsanların doğuştan var olan hakları var, yaşama hakları, düşünce, ifade özgürlüğü, inanç, inanma hakları. Bunlar ihlal edildiğinde zaman mekan farkı gözeterek farklı bir biçimde yaklaşmak bizim tarzımız değil. Bizim için yaşama hakkı, Londra’da neyse Bağdat’ta da odur. Bizim için siyasal katılım hakkı Paris’te neyse Şam’da da odur. Dolayısıyla etrafımızda, güneyimizde, kuzeyimizde olup biten insan kıyımlarına karşı Türkiye, insanlığın kazanımı, bu değerleri esas almak suretiyle farklı bir ses yükseltmektedir."
"Millet bu alandaki hakkını kullanıp kendi anayasasını yapsın"
Yazıcı, yeni anayasa ve hazırlıklarıyla ilgili de bilgi verdi. Yeni anayasa çalışmalarının her zaman gündemlerinde olduğunu ifade eden Yazıcı, "Kovid sürecinin başlarında bir çalışma yapıldı. O çalışma dışında partimizde ve kimi STK’larda yeni anayasa yapılma çalışmaları sürüyor. Biz bu konuda meclis açıldığında somut adımları atacağız. Ekim ayının ilk 15 günü içerisinde ilk anayasa çalıştayını gerçekleştireceğiz. Orada akademisyenler, siyaset bilimciler, hukukçular ve sosyologlardan oluşan 15’li gruplar halinde çalıştaylar gerçekleştireceğiz. Sonrasında partimizin yetkili organları ile ortam oluşursa diğer partilerle paylaşacağız ama yeni anayasa çalışması ile ilgili elbette bir konsensüsün da oluşması lazım. Bu konsensüs içindeki çalışmaları da TBMM Başkanımız Numan Kurtulmuş yürütüyor. Herhalde meclis açılınca bu konudaki tempo biraz daha artacak ve herkesin kucağında ne varsa göreceğiz. Türkiye’nin yeni ve sivil bir anayasaya ihtiyacı var. Anayasa yapmak milletin hakkıdır. Anayasayı halk yapar. Bugüne kadar Osmanlı döneminden başlayarak Cumhuriyet dönemine kadar halkımız bu hakkını kullanamadı. Halen kullanılan anayasamız da darbeden sonra darbeciler tarafından yapılan anayasalardır. Yani önce darbe yapıp anayasayı yok saymışlar, sonra da anayasa yapmışlar. Anayasada o günden bu güne kadar çok fazla değişiklik yapıldı. Bu değişikliklerden kaynaklanan uyumsuz alanlar oluştu. Hem de millet bu alandaki hakkını kullanıp kendi anayasasını yapsın" diye konuştu.
"Böyle siyaset olmaz"
Yazıcı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in "Türkiye’yi 10 yıl içinde Avrupa Birliği’nin tam üyesi yapacağız. O zaman fiyatlar 10 kat aşağıya düşecek. Bir litre rakı 140 TL olacak" sözlerini ise şöyle eleştirdi:
"Böyle siyaset olmaz. Elbette ki Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkileri var, devam ediyor. Müzakerelerin kesiştiği yerler var, sebepler var. Ha bunları kaldırabilirsek, değerlerimizden, birlik bütünlüğümüzden, kırmızıçizgilerimizden ödün vermeksizin. Örneğin, Kıbrıs davasından vazgeçmeksizin. Ülkenin bölünmez bütünlüğü konusunda, anarşizmi temsil edenlere prim vermeksizin vesaire olursa elbette ki Avrupa Birliği’yle tam üyelik müzakeresi düşünülür."
"Dünya buna kayıtsız kalmamalı"
İsrail’in Lübnan’daki saldırılarını da değerlendiren Yazıcı, "Orta Doğu’da büyük bir katliam, bebek, kadın, suç işlemeyen suçsuz insanları katletmeyi bir eşya gibi gören bir devlet yapısıyla karşı karşıyayız; İsrail devleti. Bu çok azgın bir şekilde eylemlerini sürdürüyor. Son yöntemleri kullanmak suretiyle binlerce insanı katletmeyi göz önüne alıyorsunuz. Utanç verici durum şu. Dünyada sözüm ona her yıl insan hakları raporları yayımlamak suretiyle, ABD olsun, Avrupa olsun, kimi ülkeler insan hakları raporları yayımlamak suretiyle kendileri dışındaki ülkelerin insan hakları alanında, güya hangi düzeyde olduklarını ölçümünü yaparlar, rapora dönüştürürler ama bunlar İsrail ve benzerleri söz konusu olduğunda insan hakları kavramı rafa kalkar, onların arkasında jandarmalığa soyunurlar. İsrail bu cüret içinde, bu aymazca fiillerini sürdürüyor. Elbette ki son fiilin icra edilmesinden kaynaklı dünyada da bir uyanış var. Bizde de Ulaştırma Bakanımız açıkladı. İsrail’in icra ettiği eylem benzeri herhangi bir durum açısından Türkiye’nin risk taşımadığının altını çizdi. İnsanların çok zaruri ihtiyaçlarını gidermesi için kullanılan aygıtların belirsiz olacak bir şekilde silah işlevi görecek şekle dönüştürülmesi ve bunu da birilerinin kullanması en basit ifadesiyle insanlığın katli anlamına gelecek bir suçtur. Dünya da buna kayıtsız kalmamalı" diye konuştu.
Yorum Yazın